Ana SayfaAİLEÇOCUKİlgisizlik mi Yavaş Ebeveynlik mi?

İlgisizlik mi Yavaş Ebeveynlik mi?

Lenore Skenanzy New York’ta yaşayan bir köşe yazarı.

Bir makale kaleme alıyor ve bu makalede, dokuz yaşındaki oğlunun New York gibi bir metropolde kendi başına metroya binmesine nasıl ve neden izin verdiğini anlatıyor.

Makale medya üzerinden tartışmaya açılıyor ve herkes konu hakkında bir şeyler söylemeye başlıyor. Kimisi bunun çocuk ihmali olduğunu söylerken kimisi çocuğun cesaretlendirilmesi için doğru bir adım olduğunu savunuyor. Siz bu yazıyı okurken hangi grupta olacaksınız bilemem ama Skenanzy, bu tartışmalarına ardından bir anne-baba hareketi başlatıyor ve çocuğu aşırı derecede korumak anlamına gelen helikopter ebeveynliğin tam karşısında yavaş ebeveyenlik kavramı ile duruyor. Bu nokta bizim için önemli: Çünkü çocukların etrafında gereğinden fazla bir koruma alanı oluşturmak, çocukların kendi kararlarını alan sağlıklı ve bağımsız bireyler olması önündeki en ‘iyi niyetli’ ve en büyük engel…

Elbette bir çocuğun hangi yaşta ne gibi sorumluluklar alabileceği hakkında net ve genel bir cevap vermek mümkün olmaz. Bu kriter, her çocuğa göre değişebilir. Örneğin bir çocuk, dokuz yaşında, yanında yeterince para ve gideceği yeri gösteren bir pusula olduğu takdirde metro ya da otobüsü kullanabilirken, bir diğer çocuk bunu başaramayabilir. Ayrıca anne-babanın bu tutumu yaşadıkları çevre ile yakından ilgilidir. Çünkü bu davranış bazı çevrelerde normal kabul edilirken, bazı çevrelerde çocuk ihmali olarak görülebilir.

Peki yavaş ebeveynlik nedir? İşte en önemli kriterleri:

  • Yavaş ebeveynler için çocukların plan-program yapmadan, doğal akış içinde var olmaları önemlidir. Yani çocuklar, bir kurstan bir başka kursa koşturmaca götürülmez bu ebeveynlik tarzında. Yavaş ebeveynler, çocuklarını bir spor kursuna yazdırmak yerine, sokakta saklambaş oynamalarını teşvik eder.
  • Doğa, yavaş ebeveynlik için çok önemlidir. Çocuklarını evde Ipad, bilgisayar ya da televizyon ile zaman geçirmek yerine parkta, bahçede kendi başına oynamaya yönlendirir.
  • Yavaş ebeveynler için çocuklarının bağımsızlık kazanması çok önemlidir. Bu anne-babalar, bağımsızlık için çocuğa alan tanır. Çocuk, bu sayede hem bağımsız hem de özgür büyür. Burada kritik nokta, çocuğun yeni şeyler tanıyıp keşfetmesi için alan verilmesi ve bu konuda çocuğun yetenek kazanabilmesidir.
  • Pek çok aile için çocuk büyütürken korkularla mücadele eder. Ancak yavaş ebeveynlikte korkular yoktur ve anne-babalar korkulara dayalı bir şekilde davranmaz. Elbette kurallar yine vardır ve bu kuralların mantığı çocuğa açıklanır. Örneğin çocuk patenle kaymak istediğinde, kaskın ve diğer koruyucu malzemelerin neden kullanılması gerektiği ve yine de bunlara rağmen kaza olabileceği açıklanır.
  • Sanıldığının aksine yavaş ebeveyn olmak, ilgisiz olmak anlamına gelmez. Bu ebeveynler için önemli olan çocukların güvende olması ve güvende oldukları sürece de kendi davranışlarının doğal sonuçları ile karşılaşmalarını sağlamaktır. Böylelikle çocuklar, yetişkin oldukları zaman da sorumluluk sahibi olabilir, kendi davranışlarının sorumluluğunu alabilir.

Tüm bu yukarıda sayılanlar için elbette evrensel kriterler ve cevaplar yoktur. Örneğin bir çocuğun kaç yaşından itibaren evde yalnız kalabileceği, kaç yaşında cadde ve sokaklarda yalnız yürüyebileceği, kaç yaşından itibaren, parkta küçük kardeşi ile ilgilenebileceği gibi pek çok soru için genel geçer cevaplar vermek kolay ve de mümkün olmaz. Bu cevaplar, hem çocuğun kişiliğine, gelişim dönemine hem ailenin yaklaşım ve yetiştirme tarzına hem de ailenin bulunduğu sosyal ortama göre değişir. Tüm bu nedenler göz önüne alındığı zaman da bir çocuğun hangi yaşta neyi yapabileceği ya da yapamayacağı ailenin vermesi gereken bir karardır.

3 YORUMLAR

  1. Çok doğru bir yaklaşım ben çok gerekmedikceduscek bile olsa müdahale etmiyorum ana çocuğun da konuşma geriliği var ne yapman gerektiği konusunda yardım akmak istiyorum danışman psikolog gitsem faydası olurmu

  2. Hamiyet hanım çocuğunuzun yaşını yazsaydınız keşke.Konuşma bozukluklarının tedavisi var önce kaygıdan mı psikolojik mi fizyolojik mi onu bilin sonra da konusma terapistlerine götürün. Üzmeyin kendinizi serinkanlı olun.Bu ara da dil kasları gelişsin diye sakız çiğnesin, balon şişirsin,pinpon topunu üfleyerek hareket ettirsin.keşke bu site size cevap yazsaymış

Bir Cevap Yazın

İlgili Makaleler

Sosyal Medya'da Bizi Takip Edin!

250,448BeğenenlerBeğen
6,578TakipçilerTakip Et
476TakipçilerTakip Et
225TakipçilerTakip Et

En Popüler