Balık mutfaklarımızda en fazla tükettiğimiz çoluk çocuktan tüm aile fertlerimize kadar severek yediğimiz içeriğinde pek çok faydalı proteinler içeren bir besin kaynağımızdır. Sevilerek yenildiği kadar cep yakmayan ve ekonomik bir yiyecek.. Balığı bu kadar sevip alıyor, tüketiyoruz ama balık tüketiminde sağlığımız açısından dikkat edeceğimiz önemli noktalar bulunuyor.
Balıklar pişirilip sofralara getirildiği zaman damaklarımıza kattığı lezzetleriyle olduğu kadar taze olmasıyla orantılı durum oluşturur. Bu konuda balıkçılardan satın aldığımız balık seçiminde seçici olmalıyız. Balık yeme zevkimiz hüsrana dönüşerek hekimin yanında son bulmamalı.. Balık her yerde satılıyor lakin her yerden satın alınmamalı. İyi para vererek yiyebileceğimiz balığın tadı hem başka oluyor, hem de gönül rahatlığı ile tüketiliyor. Üstelik verilen o kadar parayı da sokağa atmamış oluyorsunuz. Mutlaka her zaman düşünmeden satın alabileceğiniz bir balıkçınız olmalı. Sadık müşteri olduğuna inanmış balıkçınız size asla günü geçmiş ve bayatlamış balık satmaz. Bunu iyi bilmeniz yeterlidir. Taze balık parlak ve canlı bir görünüşe sahiptir. Tavada gevşemiş ve kendinden geçmiş görünüm sergilemez. Taze balığın gözleri dış tarafa doğru bombeli göz bebekleri canlıdır. Tazelik süresi geçmeye başladığı zaman gözdeki canlılık kaybolur, içeri doğru çökmeye başlar. Daha sonra parlaklığı tamamen kaybolur.
Taze balıkta dikkat edilecek en belirgin hususlardan birisi de sudan çıktığı gibi parlaklığını muhafaza etmesi ve gergin bir deriye sahip olmasıdır. Aradan geçen zamanla deri gerginliğini kaybeder ve sarkmalara sebebiyet verir. Aynı zamanda parlak olan deri matlık kazanır. Taze balık satın alacağınız zaman üzerine parmakla bastırıldığında oluşan çukur kısımda düzelme oluşur. Bayat balıkta bu çukurlaşma kalmaktadır. Taze balığı ifade eden en önemli kısım kuyruğudur. Kuyruk diktir sağa sola yatık durum oluşturmaz. Balıkta ilk baktığımız yer solungaçlardır. Kırmızı solungaçlara sahip balık tazedir. Balığı tavaya atmadan önce tutulduğunda pullar ele yapışmaz derinin üzerinde kalır. Taze balık pişirilirken veya pişirildikten sonra koku yapmıyorsa taze bir balık yiyebileceğiniz imajını verir. Ayrıca taze balığı suya daldırıp çıkardığınızda kuyruğundan baş aşağı sallandırırsanız gövdesinin dimdik aşağıya sarktığına şahit olursunuz. Kimyasal yapısı bozulan bayat balığın içerisinde birikmiş olan gazlar sonucu balığı farklı şekle dönüştürür suya koyduğunuzda dibe batmaz, yüzeyde durur. Taze balık yıkanması ve kanının çıkması için suya konulduğunda kabın dibine iner. Taze olması nedeniyle eti gevşememiştir, sıkıdır. Taze balık asla koku yapmaz. Ancak denizden çıktığı kokuyu verebilir. Bu bayat oluyor anlamını taşımaz. Bayat balık asitli ve ekşimtırak kokulara sahip olup insana her yönüyle rahatsız veren durum oluşturur.
Balık çiftliklerinde yetiştirilen balıklar suni yemler ve suya atılan antibiyotiklerle beslenip büyütüldüğünden etleri deniz balıklarına oranla lezzetli olmayabilir. Balık etinin en proteinli ve rahatlıkla tüketilebilen yönü “açık deniz balıkları” nı tercih etmekten geçiyor. Kıyılara yakın yerlerden avlanan balıklarda sanayi atıkları ile kirlenen sularda yetişen balıklar bu maddeleri içerisinde bulundurarak balığın kimyasını negatif yönde etkiliyor. Ortaya çıkan kötü oluşum insan anatomisini ve insan sağlığını da ister istemez olumsuz şekilde etkiliyor.
Balık satışı yapan pek çok balıkçı tezgâhı ve dükkânlarının satış aşamalarında dikkat edilmesi gereken hususlar mevcut. Sergilenecek balık tezgâhları kesinlikle paslanmaz saclardan veya en sağlıklı usul olan mermerden olmalı. Satışı olmayan balıklar mutlaka soğuk hava dolaplarında muhafazaya alınmalı. Tezgâh üzerine buz serilerek balıklar bu buzun üzerinde satışa sunulmalıdır. Balık ayıklama tezgâhı alıcının gözü önünde bulunmamalı ve steril durumda olmasına gereken dikkat gösterilmelidir.